İlk Yayınım Hayırlara Vesile Olması Dileğiyle.Kadın-Erkek Eşit midir?



  
                                              KADIN ERKEK EŞİT MİDİR?

   
Bismillahirrahmanirrahim.


        İlk yayınımı kadın ve erkek eşitsizliği hakkında yazmak istiyorum.Konuya başlarken bu benim ilk yazım olacağından eksiklerimi mâzur görmenizi ve eksikliklerim konusunda acımasız şekilde eleştirmenizi bekliyorum.


        Kadın-Erkek eşit midir? Soruyu yanıtlamadan önce gelin bu sorunun tarihine göz atalım.Bu soru insanlık tarihi kadar eski olup toplumsal bir sorunsal olmadan önce geçmiş zamanlarda her insanın kendi içerisinde düşündüğü bir soru olmuştur. Rönasans devriminden(M.S 14.Yüzyıl) sonra özellikle bu soru bir çok filozoflar ve yazarlar tarafından kaleme alınmış, ta o zamandan bir toplumsal sorunsal halini alıp gelişe gelişe günümüze kadar gelmiş ve gelişmesini devam ettirmektedir. Artık filozof, yazar ya da bilgi sahibi olmaksızın her bireyin fikrini rahatlıkla beyân edebileceği bir konu halini almıştır. Hâl böyle olunca çözümlenemez bir duruma gelmiş ve kadınların hayatı da erkeklerin hayatı da gerek toplumsal olarak gerek bireysel olarak daha da zorlaştırmıştır.Konu o kadar alçalmıştır ki kadınlara hitap olarak ne söylememiz gerektiğine kadar inmiştir.Meselenin düşünce kısmıyla kimse ilgilenmemektedir. Kadına, bayan ya da kız olarak çağırmayı yanlış görülmüş, bu kadar önemsiz bir mevzu haftalarca tartışılmıştır. Kadına, kadın gibi davranmayıp evet kadınlara, bayan veyahut kız denmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum diyen insan sayısı azımsanmayacak derecede fazladır. Bırakalım artık bu nasıl hitap edilmesi gerektiği konusu , öncelikle daha büyük bir problemimiz var kadınlara nasıl davranmalıyız?. Keza kadınlarda da günümüzde feniminizm hastalığı baş göstermektedir.Feminizm kelime anlamını dahi bilmeden feniminizmi savunan kadın sayısı oldukça fazladır hatta artık erkekler dahi feniminizmi savunur olmuştur.Neyse fazla lafı uzatmadan konumuza geçelim.

      Kadın-Erkek eşit midir? Bu soruyu yanıtlamak için Kadın ve Erkeğin metafiziğine(doğasına) ve toplumsal sorumluluklarına bakılması gerekir. Bu iki parametrede  soruya yanıt ararken tarafsız olmak önemli bir noktadır. Kadının ve erkeğin doğasına bakıldığı zaman eşit olmadığını görürüz.Kadının kendine özgü gelişmiş ve eksik tarafları  , erkeğinde kendine özgü gelişmiş ve eksik tarafları vardır. Kadının güçlü tarafları erkeğin eksik tarafı olup erkeğin güçlü tarafı kadının eksik tarafı olmuştur.Bu yüzden eşit olamazlar ama birbirlerini tamamladıkları için bu eşitsizliğin bir önemi de yoktur. Örneğin gerek dini kitaplar gerekse bilimsel araştırmalar olsun erkeğin cinselliğe verdi tepki ile kadının cinselliğe verdiği tepki bir değildir.Erkekte bir uyaran olmaksızın ereksiyon olabilirken, bir kadın için bir uyaran olması şarttır.İşte bu yüzden kadınların daha dikkatli davranması gerekir. Nasıl oluyor da erkekleri anlamadan doğasını bilmeden cahilce biz istediğimizi giyeriz kimse karışamaz diyebilirler? Bu bencillik değilde nedir neymiş efendim erkekler kendilerine hakim olsunlarmış neymiş efendim sokakta istediğimiz saatte istediğimiz gibi giyinemiyecekler miymiş bu düşünce tamamen cehaletin kör ettiği beyinlerden gelen fikirlerdir eğer ki toplum da kadın da erkekte bir yaşıyorsa karşı tarafı düşünmeden, adına özgürlük koyup istediğimizi yapmamalıyız.Eğer ki erkekte cinsellik kontrol edilmesi zor bir durumsa kadınlar da bunu bilip erkeklere yardımcı olmalılardır. Bu düşüncemi yanlış anlaşılmaya oldukça müsaittir asla demiyorum ki taciz edenler tecavüz edenler haklıdır aksine tam tersi taciz edende tecavüz eden de kadından daha suçludur. İki taraflı bir anlayışı destekliyorum kadınlar, erkeği cezp edecek hâl ve hareketlerden kaçınmalı erkek ise kendisine bu konu da hakim olmalıdır. Kadın-Erkek doğasıyla ilgili bir başka konu ise ispat gerekmeksizin erkeğin fiziksel ve aklını kullanma anlamında kadınlara göre bir üstünlüğü aşıkardır. Kadınların ise çocuk bakımı ve eğitimi , evi düzene sokma ve erkeği yönlendirme ve manevi destek olma konusunda erkeklerden daha üstündür. Günümüz toplumunda ortaya çıkan sorunların bir çoğu doğamıza uygun yaşamadığımızdan kaynaklanmaktadır. Özellikle kadınların özgürlük adı altında yapmış olduğu eylemler toplumumuzu büyük ölçüde yaralamaktadır. Erkeklerin ise sorumluluk almaları gereken yaşlarda, digital cihazlardan kendilerini oyuna kaptırmaları ve bom boş yaşamalarıdır. Ütopya toplumda olması gereken şudur(istisna durumlar hariç) kadınlara sadece yemek, dini , çocuk eğitimi , dikiş nakış konusunda kitaplar okutulmalıdır ve bu yönde bir hayata hazırlanmalıdır. Erkeklere ise erken yaşta sorumluluklar verip onları boşluğun azabından uzak tutulmalı buna uygun şekilde yönlendirilmelidir.Kadın-Erkek doğasına üzerine daha sonra geniş bir şekilde ele alacağım, şimdilik konudan fazla sapmayalım. Kadının ve erkeğin toplumsal sorumluluklarına yukarı da bahsettiğim üzerine kadınların ve erkeklerin toplumda ki sorumluluklar kadınların evin içerisinde de sorumluluk, erkeklerin ise evin dışında ki sorumlulukları alması olduğunu kısaca anlattım. Fakat günümüz toplulumuzda artık kadınlarında evin dışarısında sorumluluk aldığını görüyoruz ve hal böyle olunca evdeki sorumluluklar konusunda kadınların yetersiz kaldıkları için erkeklerin de bu sefer evin içersin de ki sorumlulukları üstlendiğini görüyoruz. Bu sorunun kesin çözümü yukarı da bahsettiğim üzerine Ütopya toplumudur ama dünyanın gidişatı tam tersinedir o yüzden bulunduğumuz çağa ayak uydurmak zorunda olup bulunduğumuz şartlara göre konuşmalıyız. Bahsi geçen kadının dışarı da sorumluluk alması, erkeğin ise evin içerisinde sorumluluk alması artık kaçılmaz bir olgu olmuştur. Öyleyse kadın dışarıda sorumluluk alıyorsa ve buna karşılık erkekte evin içerisinde sorumluluk alması gerekir. Bu konuda evin işlerine (yemek , temizlik , çocuk bakımı ) erkelerin, eşlerine yardımcı değil, ortak olmalıdır. Buna karşılık ise kadının da evin mâli işleri konusunda eşine güvenmeli ve ona teslim etmelidir aslında bu ayrı bir konu fakat eşitliğin anlaşılabilmesi için bahsetmem de faydası olacağını düşündüm. Bahsettiklerime bağlı olarak gerek kadın gerek erkek eşitlik hak iddaa etmeleri toplumsal yapıyı bozmaktadır.Toplumdan ziyade bireyselliğe yönlendirmektedir.Evet bireysel olarak hepimiz eşitiz fakat topumsal olarak eşit olmamalıyız.Burası ince bir çizgidir eğer insan bireyselliğe kaçarsa, toplumda sağlıklı bireyler yetişmez eğer tamamen toplumsal olarak yaşarsak toplum gelişmez.Kadın-erkek eşitliğini savunanlar toplumu yok etmek isteyenlerdir.Kadın-erkek eşitsizliğini savunanlar ise gelişimi yok etmek isteyenlerdir.Bu ikisi arasında yol tutmak gerekir. Kadın-erkek haklarını, olaylara göre değerlendirmeli buna göre bir sonuç tutmalı ve adaletli karar verilmelidir.Unutulmamalıdır ki adalet eşitlik değildir.

    Sonuç olarak bu iki parametreyi düşündüğümüzde toplumda kadının da fedakarlık etmesi gereken durumlar vardır, erkeklerinde fedakarlık etmesi gereken durumlar vardır.Kadın-Erkek hem eşittir hem de eşit değildir.  Yazımı şu sözlerle cümlelerle sonlandırmak istiyorum.Benim için özgürlük kelimesi, kısıtlanmak kelimesiyle eş değerdir. Bir insan ne kadar insanların hayatını kolaylaştırmak için kendini kısıtlıyorsa  o kadar özgürdür.

Yorumlar