İnsan sevdiğini gayri ihtiyari düşünür.Sevdikçe insan sevdiğini, çevresinde gördüğü, duyduğu her şey ile ilişkilendirir. İlişkilendirdikçe ve bu bağ güçlendikçe insan artık kendisinden çok onu düşünmeye, görmeye ve zikr etmeye başlar. Seven kişi için bu sevgi bağı artık mantık dışı boyutlara geldiğinde kişi artık kendisinden mahrum kalır.O sevdiğine mahkumdur hayat enerjisi, yaşamına anlam katan, nefes alması için bir sebep olan artık O'dur. Gayri ihtiyari kendisini sevdiğiyle kısıtlamamış mıdır?. Gerçek özgürlükte bu değil midir?. İnsanın kendisini sevgi ile kısıtlaması gerçek özgürleşmek değil midir?
Leylasını için çöllere düşen mecnun, Şirini için dağları delen Ferhat, halk arasında bilindik aşk yolunda ki şehitlerdir. Bunlar bir fâniye aşık olanlardır birde Rabbimine aşık olanlar vardır Anadolumuzda herkesin çokca bildiği Yunus Emre,Mevlana,Hacı Bektaşı-Veli. Asıl aşkta Rabbimize duyulan aşktır amma lakin ermişler demişlerdir ki "Leylaya varmadan Mevlaya varılır mı?" bu sözden anlaşılır ki fâni ye duyulan aşk insanı, hakiki aşka ulaştırır.
Dünya nimetleriyle oyalanırsak "AŞK" gerçeğine sağır, dilsiz ve kör oluruz. Ne demiş Mevlana "Dünya bir denizdir, insan ise gemide bu denizde yolculuk yapan kimsedir. Eğer deniz suyu gemiye girerse gemiyi batırır." burada ki gemi kalbtir.İhtiyaçlar dahilinde ve belirlenen sınırlar dahilinde kullanabilir dünya nimetlerini fakat gönlüne dünya sevgisini almamalıdır.Bir gönülde iki sevgi bir arada barınmaz. Eğer dünya sevgisini alırsa insan ahiret sevgisinden uzaklaşmış olur.Özgürleşemez insan, dünya sevgisine, dünya nimetlerine esir olur ne kadar parası ne kadar makamı mevkisi olursa olsun. Rabbim bütün mümin kardeşlerimi ve beni dünya sevgisini gönlümüze almaktan bizi korusun ve bizi gerçek özgürlük yoluna iletsin.
Leylasını için çöllere düşen mecnun, Şirini için dağları delen Ferhat, halk arasında bilindik aşk yolunda ki şehitlerdir. Bunlar bir fâniye aşık olanlardır birde Rabbimine aşık olanlar vardır Anadolumuzda herkesin çokca bildiği Yunus Emre,Mevlana,Hacı Bektaşı-Veli. Asıl aşkta Rabbimize duyulan aşktır amma lakin ermişler demişlerdir ki "Leylaya varmadan Mevlaya varılır mı?" bu sözden anlaşılır ki fâni ye duyulan aşk insanı, hakiki aşka ulaştırır.
Dünya nimetleriyle oyalanırsak "AŞK" gerçeğine sağır, dilsiz ve kör oluruz. Ne demiş Mevlana "Dünya bir denizdir, insan ise gemide bu denizde yolculuk yapan kimsedir. Eğer deniz suyu gemiye girerse gemiyi batırır." burada ki gemi kalbtir.İhtiyaçlar dahilinde ve belirlenen sınırlar dahilinde kullanabilir dünya nimetlerini fakat gönlüne dünya sevgisini almamalıdır.Bir gönülde iki sevgi bir arada barınmaz. Eğer dünya sevgisini alırsa insan ahiret sevgisinden uzaklaşmış olur.Özgürleşemez insan, dünya sevgisine, dünya nimetlerine esir olur ne kadar parası ne kadar makamı mevkisi olursa olsun. Rabbim bütün mümin kardeşlerimi ve beni dünya sevgisini gönlümüze almaktan bizi korusun ve bizi gerçek özgürlük yoluna iletsin.
Hocam merhabalar ,
YanıtlaSilYazılarınızı severek takip etmeye başladım. Uzunca zamandır düşündüğüm bir hususta fikrinizi öğrenmek istiyorum. Bu dünyada bir faniyi çok sevsek ama o bizi sevmiyor olsa, ölünce insanlar sevdikleriyle haşrolacak kaidesine bakarak konuyu ele alırsak, öldükten sonra sevdiğimize kavuşma olasılığımız var mıdır? Allah yolunuzu açık kaleminizi kuvvetli eylesin inşallah.
Öncelikle ilgin için teşekkür ederim. Soruna gelecek olursak bu konu hakkında söyleyeceklerimden kötü etkilenmenden korkarım. Ama bildiklerimi paylaşmak zorundayım. Sevgi bu hayat üzerinde düşünülmesi gereken en önemli konuların başlarında yer alıyor. İnsan en çok soruyu sevgisine sormalıdır. Kimi seviyorum, nasıl seviyorum ve en önemlisi neden seviyorumdur. Bu cevapları samimi bir şekilde arayıp cevap verirse insanoğlu karşılık bulamadığı hiç bir sevgi türünün olmadığını anlayacaktır. Eğer bir insan bir şeyi gönülden sever ise karşı tarafta onu sever. Eğer bir sevginin karşılığını alamıyorsak sevgimizi sorgulamamız gerekir. Çünkü bazen nefsi sevgiler sanki gönülden seviyormuşsuz gibi görünebiliyor. Dünya sevgi üzerine kurulmuştur. Dağılması, paylaşması ve bağ kurulması en kolay araçtır. Ek olarak insan kendisine benzeyen(inanç, düşünce ve duygu anlamında) insanları sever doğamızda bu vardır. Samimi sevgide budur.. Bu bağlamda eğer sevdiğimiz kişiyle aynı duyguyu aynı inançlara sahip değilsek o kişiye duyulan sevginin samimiyetini sorgulamak gerekir." Bu bahsettiklerim ile İnsan Sevdiğiyle Beraberdir" hadisi serifi daha açık hale gelmesi için şunu söylemek isterim. Eğer ki birini seviyorsa insan onunla aynı şeyleri yapar aynı şeylere gönül bağlar bunun sonucunda ise ikisininde ahirette gideceği yer aynıdır ( salih amel işleyenler cennete - Allahı reddedenler ise cehenneme ) gideceklerinden orada beraber olmaları çok anlaşılmayacak bir durum değildir. Umarım faydalı olmuştur. Allah, bizlere Allah için birbirimizi sevmeyi nasip etsin.
YanıtlaSilÇok karışık yazmış olabilirim çok güzel bir soru sordunuz eğer anlaşılmadıysa sadece sevgi üzerine bir yazı yazabilirim.
YanıtlaSilCevabınız gerçekten etkileyici ve ne yazık ki bir miktarda ürkütücü oldu benim için. Sorgulamaktan en çok korktuğum şeylerin başında gelir sevgi. Saf sevginin sorgulanamaz bir gerçelik olduğuna inanır, varlığı hakkında düşünülebilen her şey yok olabilir diye düşünürüm. Ancak bahsettiğiniz bakış açısı gerçekten önemli, insan olmak istediği kişi midir her zaman, bu soru geldi aklıma yanıtınızı okurken. Sevgiden önce belki de insan öncelikle kim olduğunu sorgulamalı. Tavsiyeniz ve değerli vaktinizi ayırıp yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. Muhabbet ve dua ile.
Sil