Top Yekün İlgisizlik Hali

Hiç hayata karşı bütünüyle ilgisiz olduğunuz zamanlar oldu mu? Zaman gelip bu ruh halini tecrübe ettiğimiz zaman diğer mental bozukluklardan farklı hissederiz. Ne depresyon gibi kötü hissiyatın verdiği karamsarlık ne de anlaşılmadığımız zaman duyduğumuz derin yalnızlık. Bu tip mental bozukluklardan farklı bir durumdur. Adını koyamadığım bu ilgisizlik hali sadece yaptığımızda mutlu olduğumuz, sevindiğimiz şeylere karşı ilgisizlik değil ayrıca başımıza gelen sorunların, gündelik rütinimizin dışında gerçekleşen  problemlere karşı da hissederiz. Gündelik hayatımızda yaptığımız sıradan eylemlere karşı da etkisini gösterir ( yemek yeme, film-dizi izleme, market alış-verişi vb).  Aslında biraz önce verdiğim örnekler zaman zaman ilgisiz hissettiğimiz oluyordur. Bu alışkanlığın verdiği ilgisizlikten kaynaklanabilir. Fakat burada bahsetmek istediğim ilgisizlik, gerçekten önem verdiğimiz, istediğimiz ya da istemediğimiz duygulara karşıda olanıdır. Örnek verecek olursak; birini çok seviyoruz, birlikte olmak, vakit geçirmek istiyorsunuz ya da tam tersi durumu düşünelim birinden nefret ediyorsunuz, aynı ortamda vakit geçirmekten kaçınıyorsunuz, iletişim kurmak istemiyorsunuz. Nispeten alışık olmadığımız iki durumda hissettiğimiz duygulara karşı olan ilgisizlikten bahsediyorum. Bu ilgisizlik halini tecrübe ettiğimiz zaman bu iki durumda aniden önemini kaybediyor ve kişi kendi içinde çelişki yaşıyor. Öyle bir ruh halidir ki bu; içinde bulunduğumuz çelişki durumu dahi ilgimizi çekmeyebiliyor.

Bu durumu tecrübe etme sıklığı kişiden kişiye göre değişebilir. Fakat her insanın, yaşamı boyunca en az bir kere tecrübe ettiği bir durumdur. Bazen öyle zamanlar da vardır ki: tamda bu ilgisizliğin tersi olan hayatımızda ki her şeye karşı birden sonu gelmez bir ilgi-alaka göstermemizdir. Algılarımız beklenmedik bir şekilde çalışır. Her duyumuzu kullanma ihtiyacı hissederiz. Bastırılamayan bir merak duygusuyla devam eder. Normalde ilgimizi çekmeyen bir eşya ya da bir insan bile dikkatimizi cezbedebilir. Yaşama isteğiyle dolup taşarız. Hatta bazen kendimize şaşırırız. Öncelerden başımıza gelen, belki haftalarca belki aylarca çözüme kavuşturamayacağımız sorunlara karşı mükemmel bir hızla ve ustalıkla çözeriz.

Bu iki durum birbirini takip edercesine bir döngü halinde tecrübe ettiğimizi söylersek yanılabiliriz. İki durumunda başımıza gelme sıklığı, hangi durumlarda ortaya çıktığı ya da neden bu durumları tecrübe ettiğimizin belirli bir cevabı yoktur. Bu durumu tetikleyen durumlar, rüyalarımız ya da bilincimizin dışında bilinç altının aldığı bilgiler gibi farklı değişkenlerden kaynaklanabilir. İyi olduğumuz da bir sorun yokta peki bu ilgisizlik hali başımıza geldiği zaman nasıl davranmalıyız? Bu ilgisizlik halini bir sorun olarak görmekten vazgeçip akışına mı bırakmalıyız yoksa sorun olarak görüp kurtulmaya mı çalışmalıyız?  Belki de bu ilgisizliğin başımıza gelme sebebi bu dünyanın yalan olduğunu bize hatırlatması içindir?. Cevapları ne olursa olsun gerçek şu ki bu iki ruh halini kontrol edebilmemiz zor görünüyor.

Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi aşağıdaki yorum bölümünde bizimle paylaşabilirsiniz. Son olarak eğer bu yazıyı sonuna kadar okuduysanız size güzel bir haberim var: şu an ilgisizlik ruh halinde değilsiniz. :)

Yorumlar

Yorum Gönder